Sayfalar

4 Eylül 2019 Çarşamba

AİLEMİZ VE ATALARIMIZ

AİLE DİZİMİ



       Bazı öğretiler doğarken ailemizi seçemeyeceğimizi belirtirken bazı öğretiler ise doğmadan önce yaşam planımızı oluşturduğumuzu ve ailemizi de yaşam deneyimlerimizi sağlayacak kişilerden seçtiğimizi belirtir. Yaşam yolculuğumuzda yolumuza çeşitli insanlar çıkar. Bazılarıyla tanışır ve belirli bir yere kadar hayatımızda kalmalarına izin veririz. Bazılarının yaşamımızda kalma süresi kısa bazılarının ise uzundur. Ailemiz ise bizzat içerisine doğduğumuz, yaşamımızın en başından sonlarına kadar hayatımızda bulunması gereken kişilerdir. Genellikle de yaşam deneyimlerimizi oluşturmamızı sağlayacakları için aile üyelerimiz bize uzak ve zorlayıcı karakterlerden oluşabilmektedir. Bununla birlikte onlar bize bir yandan yaşam amacımızı iyi veya kötü açıdan hatırlatırken bir yandan da bize ayna görevi görerek gölge yanlarımızı yansıtırlar.
            Çocukken genellikle ilk erkek modelimiz babamız, ilk kadın modelimiz annemiz olur ve bunlar bizim erkek ve kadın arketiplerimizi oluşturur. Yaşam içerisinde hemcinslerimizle ve karşı cinslerimizle yaşadığımız paylaşımlarda veya çatışmalarda ilk rol modellerimizin yani anne ve babamızın etkisi güçlü olur. Eş seçimlerimizde anne ve babamızın benzerini veya tam zıttını tercih ederken, anne veya baba olduğumuzda da genellikle anne veya babamızı taklit ederiz.
            Genellikle insan yaşamının en büyük denemelerinin kardeşlerle olduğu belirtilir. En karanlık gölgelerimizi kardeşlerimiz sayesinde farkederiz.
        Annemiz ve babamız, hatta halamız ve dayımız gibi akrabalarımızın fiziksel özelliklerini, gözlerini, gülüşlerini, burunlarını kendi bedenimizde görebiliriz. Doğduğumuz andan itibaren birileri bizi akrabalarımızdan birilerine benzetecektir. Fiziksel özelliklerimizin atalarımıza benzerliği herkes tarafından genel kabul görmekle birlikte daha az farkedilen bir husus vardır: Yaşam deneyimlerimizin benzerliği. Akrabalarımızın yaşamları üzerine araştırma yaptığımızda kendi yaşamlarımızla benzerlikler farkedebiliriz. Bazen ise onların yaşamlarına başkaldırı niteliğinde tam zıt yönde bir yaşamı da tercih edebiliriz. Bazen onların yaşamlarında yarım kalmış konuları tamamlayabiliriz. Gizli kalmış konuları açığa çıkartabiliriz. Onların doğrularının vaya yanlışlarının sonuçları bizim yaşamımızda ortaya çıkabilir. Onların davranışlarının bedellerini bizler maddi veya manevi olarak ödeyebiliriz.
            Yaşam bir bütündür ve tüm insanlar bu bütünün parçalarıdır. Bir aile soyu ise derin kökleri olan bir ağaç misali birbirinin içinden doğan dallardan oluşur. Ağacın görünen dalları gibi toprağın derinliklerinde kök salan dalları da bu bütünün parçasıdır. Sistem, ölü veya diri tüm atalarımızı bize, bizi de onlara bağlı olarak görür. Bizler her gün attığımız her adımda atalarımızı temsil ederiz.
        Atalarımızın hangi deneyimlerinin yaşamımızı etkilediğini farketmek hem atalarımızı onurlandırmamızı, hem de deneyimleri özgür irademizle en iyi şekilde dönüştürmemizi sağlar. Bazen atalarımızdan bize geçen deneyimler zorlayıcı olabilir. Kimsenin birbirini yargılamaya hakkı olmadığı gibi bizlerin de atalarımızı yargılamamız doğru olmaz. Ne yapmış olurlarsa olsunlar, onlar bizim atalarımız oldukları için onların yaşamlarını olduğu haliyle kabul edip bu yaşamların etkilerini en iyi sonuca dönüştürmek için çabalayabiliriz.
            Şifacılıkta atalarla ilgili çalışmalar neredeyse her alanda karşımıza çıkar. En bilinen çalışma alanı “Aile Dizimi”dir. Atalar konusunda çalışırken çok hassas olunmalı ve atalara saygı kesinlikle ön planda tutulmalıdır. Gruplar halinde yapılan çalışmalarda da birlikte çalıştığımız kişilerin bu konudaki hassasiyetine önem verilmelidir. Enerjisinden emin olmadığımız kişilerle katıldığımız enerji çalışmaları hayatımızda yeni karmalar oluşturabilir ve şifalanmak yerine daha büyük sorunlar oluşabilir. Örneğin atalarımızın bizdeki karmalarından arınmak, onlarla bağımızı kesip atmak değildir. Katılımcı olduğum ilk çalışmalarda “özgürleşme” adı altında atalarımızla bağlarımızın kopartıldığını görmüştüm ve bunun yanlış olduğunu farketmem için birçok deneyim yaşamak zorunda kaldım. Atalarımızın sorunlarını onlardan kaçarak değil onlarla bütünleşerek çözebiliriz.
            Ben geniş ailede büyüyen ve birçok akrabamı tanıyan bir birey olarak çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Günümüzde çocukların akrabalarını tanımaları çok önemsenmiyor. Çocuklar kendilerini boşlukta savrulan bir tek yaprak olarak güçlendirmeye çalışıyor. Bunun yerine çocuklar kendilerini güçlü kökleri olan bir ağacın birçok dalından ortaya çıkan bir yaprak olarak betimleyebilmeli.
            Ağaçlarımızın kökleriyle dalları bütün olsun.

FUNDA GÜR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder