Sayfalar

31 Ağustos 2019 Cumartesi

ZAMAN VE MEKAN

ZAMAN VE MEKAN


Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayırım
inatçı derecede ısrarcı bir illüzyondur.”
Albert Einstein

Doğduğumuzda geceyi gündüzü, dünü yarını bilmeden yaşarız. Sonra önümüze bir zaman çizelgesi ile takvim verilir ve zamanı bölerek sıralamayı öğreniriz. Sonra kolumuza bir saat takılır ve artık günümüzü de programlarız. Bütün bunlar olurkan bir evimiz ve bir ailemiz ile koordinatlarımız mevcuttur.
Büyüdükçe zamanı geçmiş, şimdi ve gelecek diye üç bölüme ayırırız. Ana dilimizde ve çalıştığımız yabancı dillerde en önemli konu zamanı belirten ekleri doğru bir şekilde öğrenmemiz olur. Çok önemlidir zamanı doğru kullanabilmek. Ödevlerimizi tam zamanında yapmak…
Sonra dinlerle ve felsefelerle karşılaşırız. Yaşam, doğumdan önce ve ölümden sonra diye daha geniş bakmaya başlarız zamana. Doğmadan önce neredeydik? “Geçmiş yaşamlarımız vardı” der bazıları. Bazıları der ki “bir kere doğduk ve öleceğiz her canlı gibi”. “Yaşam planımızı hazırlıyorduk, yardım da alıyorduk dünyaya ilişkin” diyenler de vardır. Öldükten sonra nereye gideriz? Bu konuda da türlü türlü fikirler vardır. “Öldükten sonra dirileceğiz” der bazıları, bazıları der ki “tekrar dünyaya geleceğiz” “Ne yapacağımıza karar vermek için dünyanın değerlendirmesini yapacağımız bir çalışma odası verirler belki bize” diye umar bazıları. Bazıları der ki “olduk biz artık, başka gezegenlere gidelim, dünyaya gelirsek de buradaki zavallılara yardıma geliriz” Bazıları der “dünya bize bir ödül” bazıları der “dünya bir arınma yeri”. Genellikle de “dünya bir okul” diyenlere rastlarız. Peki öldükten sonra kim nereye gidecek? Sevap işleyenler cennete, günahkarlar cehenneme. Ama önce herkes sorgu sual yerinde bir toplanacak arafta.
Son yıllardaki araştırmalar neticesinde zaman ve mekan kavramları oldukça değişti. Artık zaman geçmiş, gelecek, şimdi diye üç bölümde sıralanmıyor. Önce “dikey zaman” ile tanıştık. Sonra kadim kültürlerdeki “düş zamanı” nı hatırladık. Şimdi tüm zamanların bir noktada birleştiğinde hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Artık “geçmiş yaşam, ölümden sonra” gibi kavramların yerini de “paralel evrenler”, “çoklu mekanlar” gibi kavramlar aldı. Ölüm ve yaşam gibi zıt kavramların da dünya düalitesinden çıkıldığında aynı oldukları görülecektir.
38 yaşında “zaman ve mekan” konusunda geldiğim son noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum: Yaşarkan aynı zamanda ölü olabilirim. Şu anda geçmişte veya gelecekte yaşıyor olabilirim. Burada bulunurken aynı anda başka evrenlerde de bulunabilirim. Aynı anda insan da başka bir varlık da olabilirim. Bütünün hem parçasıyım hem kendisiyim. Tüm atalarım da içimde. Tüm insanlar da tüm diğer varlıklar da. Her an her şey olabilir, bence hepsi mümkün.
Bir zamanlar bir Funda varmış. Bir varmış bir yokmuş…

FUNDA GÜR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder