Descartes’e
göre temel nitelikleri birbirine tümüyle karşıt olan ruh ve cisim normal
koşullarda hiçbir şekilde birbiriyle iletişim kurmazlar. Beden kendine özgü,
ruh kendine özgü yasalara tabidir. Bu duruma “tözsel düalizm” denir.
Descartes
insan için “tözlerin birliği” kavramını kullanarak insanda ruh ve cismin özel
bir şekilde etkileşim içerisinde olduğunu belirtir. Deskartes’e göre bu
etkileşim insan beyninde bulunan kozolaksı bir bez sayesinde gerçekleşir.
Bugün insan
bedenindeki 7 salgı bezinin her birinin çeşitli işlevlerle 7 çakra ile
örtüşerek enerji alanımızı dönüştürdüğünü biliyoruz.
Epifiz bezi
Descartes’in belirttiği kozalaksı bezdir ve ruhsal boyuta açılan kapıyı temsil
eder. Sezgilerimizi aldığımız, içsel ve dışsal dünyalarımız arasında kapı
işlevi gören epifiz bezi evrensel yaşam öğretilerinde sıklıkla karşımıza
çıkmaktadır. Bu beze yönelik Usui Reki, Altın Üçgen gibi şifa çalışmalarıyla
Descartes’in belirttiği tözlerin birliğini, ruh ve beden bütünlüğünü bilinçli
olarak hissederiz.
Epifiz bezi
çam kozalağıyla ve Horus’un gözüyle sembolize edilir ve dünyanın her yerinden
gizli öğretilerde, masallarda, mitolojilerde, dinlerde bu sembollerle sıklıkla
karşılaşırız. Kozalağın yandan görünümü elması, üçlü enerjileri çağrıştırırken
yukarıdan görünümü yaşam çiçeği ve spiral sembollerini içermektedir.
Simyagerlerin
altın iksiri mannanın da bu bezi etkileyerek gizemler alemine açılım sağladığı
rivayet edilir.
Beynimizdeki
kozalağın bizi ölümsüz çam ağacının köklerindeki sırlara ulaştırabilmesi
ümidiyle!
FUNDA GÜR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder