Aynı yaşamın içerisinde
farklı düzlemlerde kollektif yaşarız
hepimiz. Bu düzlemler farklı boyutlarda
ev sahipliği yapar insanlara. İnsan olarak sorguladığımız yaşamda mineral,
bitki, hayvan alemlerini tanırız,
onlarla uyum içerisinde yaşamaya çalışırız. Peki ya diğerleri? Alt, üst ve orta dünyalar? Oralarda
yaşayan diğer varlıklar? Biz onları da bir sınıfa yerleştirmişizdir: Olağanüstü Varlıklar! İşte masallar bu olağanüstü varlıkları anlattığımız, onları olağan hale
dönüştürdüğümüz kapılardır.
Masallar
olağan dünyalar ile olağanüstü alemler
arasında geçiş eşikleridir. Masala başladığımız anda periler, cinler, ejderhalar, devler,
cüceler, kurda dönüşen insanlar gibi olağanüstü varlıkların hepsi meşru hale
gelir. Masalı dinleyen kişi bize
bunların gerçek olup olmadığını sormayacaktır. Masallar aleminde bu varlıklar rahatlıkla kabul görür.
Yaşam
içerisinde çoklu yaşamları bilen, evrensel
yaşayan, farklı alemlere yolculuk yapan insanlar gittiği yerlerde tanıştığı olağanüstü varlıklarla sohbet eder,
onlarla yolculuk yapar. Onlardan sihirli
asa, pelerin, şapka gibi hediyeler alır. Ejderhaların, atların veya ateş kuşlarının sırtlarında uçar. Şekerden evlere, cücelere sığınır. Cadıların aynalarında belirir. Sonra
geri gelir dünyasına. Hepimizin yaşadığı bu gerçeklik alemine. Yaptığı yolculuğu ve tanıştığı dostlarıyla
anılarını bizlerle paylaşmak ister. İşte o anda başlar herşey. Yaşadıklarını
kimseye anlatamayacağı için masal
anlatmak zorunda kalır. Bir zamanlar… Bir kız varmış.. Kahramanın sihirli yolculuklarını tüm yalınlığıyla anlatır. Anlatırken
gözleri parlar, kalbi yerinden çıkacak gibi olur heyecandan. Yaşamıştır çünkü!
Masal anlatıcısı bir karar vermelidir. Ya gerçeklik aleminde olağan dışı bir yolcu olacaktır. Ya da anlattığı masallara inanan bir masal anlatıcısı. Zaten başka da bir seçeneği yoktur. Olağanüstü alemde olağan kahraman olmaktır masal anlatıcısının kaderi.
Son
yıllarda masal anlatıcılığı üzerine çeşitli eğitimler aldım ve yüzlerce masal
okudum. Anladım ki anlatım “mış gibi yapmak” değildir, yaşadığını anlatmaktır.
Sahnede ejderhayı anlattığımda acaba
ne zaman ağzımdan ateş çıkaracağımı merak eden izleyici varoluşumu ancak masal
anlatıcısı olduğumda kabul edecektir. Masal
anlatmak varlığımı yeniden yaratmaktır. Kendim olmaktır.
Masal
kahramanlarıyla tanışmanız ve onlarla yoldaş olmanız dileğiyle...
FUNDA GÜR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder