“Rüyalar varlığa
yol gösteren kelimelerdir.” Carl Gustav Jung
Yaşadığımız
dünyanın bir yanılsamalar dünyası olduğu, doğmadan önce ve öldükten sonra temas
edeceğimiz gerçek alemlere ise bu dünyadayken ancak rüyalarımızla ulaşabileceğimiz
kabul edilir.
Tüm
insanlar günün genellikle 7-8 saatini uyuyarak geçirir. Bu uyku sırasında fiziksel
bedenimiz dinlenirken bizler enerjetik, duygusal ve zihinsel olarak başka
yaşamlarda yaşamaya devam ederiz. Bu yaşamlar yaşadığımız dünyaya ilişkin küçük
soruların büyük cevaplarını sunar bizlere. Daha bütünsel bakabildiğimiz,
geçmişi ve geleceği şimdide değerlendirebildiğimiz, semboller aracılığıyla mesajlar
alabildiğimiz, ilham yoluyla yaratıcılığımızı geliştirip her gün kendimizi
yeniden yarattığımız, gündelik sorunların acısından özgürleşip bilge bir
kimlikle uyandığımız hakikat alemidir rüyalar alemi.
Bu
yaşamda gözlerimizi kapatıp rüyalara uyanmak yaratılışımızın gereği olmakla
birlikte rüyaların hakikat bilgisiyle bağlantısını farkeden birçok kişi uyanık
olarak da rüya görebilmekte ve gün içerisinde örneğin öğle vaktine düş zamanları
yerleştirmektedir. Rüyanın doğal akışını bozmamak, rüyayı yönlendirmeye
çalışmamak önemlidir.
Rüyaların
sembolik anlamlarını yorumlayabilmek için öncelikle rüya gördüğümüzü bilmek, ne
gördüğümüzü hatırlamak, gördüğümüz rüyadaki unsurların sembolik olarak bazı
bilgiler ilettiğini farketmek ve bu bilgileri yorumlamak önemlidir. Rüyalar
yalnızca o rüyayı gören kişi tarafından yorumlanmalıdır. Ancak rüyayı gören
kişi yorumlar ve rüyaya göre davranırsa rüya amacına erişmiş olur. Bu nedenle
başka bir kişinin sizin rüyanızı yorumlaması sizin yapmanız gereken yorumun
önünü kapatmış olur ve rüya amacına ulaşmaz. Kimsenin rüyalarınızı
yorumlamasına izin vermemenizi ve özellikle de “rüya tabirleri” adı altındaki
yazılardan uzak durmanızı tavsiye ederim. Bir rüyanın yanlış yorumlanması sizin
de, yorumunuza müdahale eden kişinin de karmasını etkiler. Eğer rüyamızı doğru
olarak yorumlayamazsak yani verilen mesajı alamazsak aynı rüyayı tekrar tekrar
görürüz. Tekrarlanan rüyaları özellikle tespit edip bu rüyalar üzerine çalışmak
gerekebilir.
Sabah
uyandığımızda genellikle son gördüğümüz rüyayı hatırlarız. Oysa gece boyunca
birçok rüya görmüşüzdür. Daha fazla rüya hatırlamak için gece belirli saatlerde
uyanmak ve uyurken yanımızda defter bulundurup rüyamızı yazmak önerilir.
Gereken
rüya ve mesajı alındığı takdirde bazen bir saat uyumak bile yeterli olabilir.
Birçok kez de rüyamızın yarım kaldığını düşünüp tamamlamaya çalışırız. Yarım
kalmış bir rüyamız varsa başka bir zaman kendini tamamlatacaktır, özel bir çaba
göstermemiz gerekmez. Bu yüzden arkası yarın dizileri gibi devam eden rüyalar
vardır.
Rüyalarımızda
çocuk, genç, yaşlı kimliklerimizden, rehber ve koruyucu varlıklarımızdan rehberlikler
alırız. Bu nedenle uyumak bir nevi ritüel gibi görülmeli, kutsal varlıklarla
karşılaşmaya hazır olarak uyumalıyız. Uyku öncesi şifa çalışmaları yapmak rüyamıza
şifa zincirini davet edebilir. Böylece rüyamız bizi dönüştürür.
Genellikle
belirli bir konuda kararsız kaldığımızda ya da bir soruyu yanıtlamamız
gerektiğinde karar vermemiz için en doğru zaman sabah uykudan uyandığımız
andır. Aklımızdaki bir soruyu sorup uyuduğumuzda sabah cevabı biliyor olarak
uyanırız.
Rüyanın
içindeyken rüyada olduğunu biliyor olmak hem evrensel hem yaşamsal olarak çift
bilinçle rüya görmektir ki bu rüyalar bilinçli dönüşüm için çok daha önemlidir.
Rüyalarınız
sizi tüm yaşamlarda aynı anda büyüten rehberleriniz olsun.
FUNDA GÜR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder